Son bir haftadan fazla bir süre içinde, Tai Dağı, Heng Dağı ve Wu Gong Dağı'na gittim, gün doğumunu ve bulut denizini izledim, ayrıca uzun zamandır görüşmediğim lise arkadaşlarımla nostalji yaptım.
Günlük yaşamımızda bilgisayarın önünde oturup, alışkanlıklar ve baskı içinde çok uzun süre sıkışıp kaldık, gerçekten böyle ara sıra bir sıyrılmaya ihtiyacımız var—
Günlük işten sıyrıl, yaşamın sıkıcılığından ve disiplininden kurtul, dağ ve orman arasında birkaç gün özgürce eğlen, bedenini yeniden canlandır, ruhunu yeniden gevşet.
Belki de bu, yaşımızda gerçekten yatırım yapmaya değer olan birkaç şeyden biridir: kazanmak için değil, ilerlemek için değil, daha gerçek bir benlikle yeniden buluşmak için.
Öğrencilik dönemindeki dostluk, en derin şekilde saf bir şeydir.
Herkes çoktan farklı şehirlerde, farklı pozisyonlarda, tamamen farklı işler yaparak uzaklaşmış olsa da -
Bu aşamada bazıları siyasete girip yüksek makamlara ulaşırken; bazıları sıradan bir şekilde kalabalık içinde huzur içinde yaşıyor; bazıları yüksek binalar arasında dalgalanıyor; bazıları ise aile hayatına, günlük yaşamın sıradan işlerine dönmüş durumda.
Ama tekrar bir araya geldiğimizde, geçmişi konuşurken, eski şarkıları söylerken, dağın tepesinde oturup bulut denizine bakarken, aniden şunu fark ettik -
Aslında o ilk şeyler hiç değişmedi.
Birbirimizin gözlerindeki gençlik hissi hâlâ var, birbirimize hayaller, yaşam, pişmanlık ve cesaret konusundaki hisler hâlâ mevcut. O zamanlar sonsuz uzunlukta düşündüğümüz gençlik, aslında sonradan yaşayacağımız tüm hikayelerde, en yumuşak, en duru arka plan.
Hayatın birçok sorusunun cevabını belki de asla bulamayacağız—
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son bir haftadan fazla bir süre içinde, Tai Dağı, Heng Dağı ve Wu Gong Dağı'na gittim, gün doğumunu ve bulut denizini izledim, ayrıca uzun zamandır görüşmediğim lise arkadaşlarımla nostalji yaptım.
Günlük yaşamımızda bilgisayarın önünde oturup, alışkanlıklar ve baskı içinde çok uzun süre sıkışıp kaldık, gerçekten böyle ara sıra bir sıyrılmaya ihtiyacımız var—
Günlük işten sıyrıl, yaşamın sıkıcılığından ve disiplininden kurtul, dağ ve orman arasında birkaç gün özgürce eğlen, bedenini yeniden canlandır, ruhunu yeniden gevşet.
Belki de bu, yaşımızda gerçekten yatırım yapmaya değer olan birkaç şeyden biridir: kazanmak için değil, ilerlemek için değil, daha gerçek bir benlikle yeniden buluşmak için.
Öğrencilik dönemindeki dostluk, en derin şekilde saf bir şeydir.
Herkes çoktan farklı şehirlerde, farklı pozisyonlarda, tamamen farklı işler yaparak uzaklaşmış olsa da -
Bu aşamada bazıları siyasete girip yüksek makamlara ulaşırken; bazıları sıradan bir şekilde kalabalık içinde huzur içinde yaşıyor; bazıları yüksek binalar arasında dalgalanıyor; bazıları ise aile hayatına, günlük yaşamın sıradan işlerine dönmüş durumda.
Ama tekrar bir araya geldiğimizde, geçmişi konuşurken, eski şarkıları söylerken, dağın tepesinde oturup bulut denizine bakarken, aniden şunu fark ettik -
Aslında o ilk şeyler hiç değişmedi.
Birbirimizin gözlerindeki gençlik hissi hâlâ var, birbirimize hayaller, yaşam, pişmanlık ve cesaret konusundaki hisler hâlâ mevcut. O zamanlar sonsuz uzunlukta düşündüğümüz gençlik, aslında sonradan yaşayacağımız tüm hikayelerde, en yumuşak, en duru arka plan.
Hayatın birçok sorusunun cevabını belki de asla bulamayacağız—